4
Yıldız Ünver: Nasıl yani?
Nejat: Hani bir amatör tiyatroya girdim demiştim ya, işte o tiyatrodaki kostüm ve aksesuarlarım çalındı. Onlar çaldırdığımı öğrenselerdi kesin beni atarlardı.Onun için babama, yıl sonu gösterisi yapacağımızı, bunun için kostüm aksesuar almam gerektiğini söyledim.
Enis Savran: Peki bu yıl sonu gösterisini izlemeye ailen gelmedi mi?
Nejat: Yıl sonu gösterisi yapılamadı ki?
Enis Savran: Neden?
Nejat: Çünkü bizim sınıftan biri oyundan iki gün önce öldü!
Yıldız Ünver: Aaa!Yazık, genç yaşta?Trafik kazası mı?
Nejat: Yok, intihar etti!
Tevfik Bilgiçer: Sen de inanıyorsun be hocam, sallamış gene!
Nejat: Hocam, rica ederim “sallamış” gibi laflar söylemeyin alınıyorum. Ben mecburiyetten yalanlar söylemiş biriyim.Tamam, belki çok yalan söyledim ama isteyerek değil ki, mecburen.
Tevfik Bilgiçer: İnsanın içine şüphe düşüyor, ya bu tüm söyledikleri aslında yalansa?
Nejat: Yok canım, isterseniz aileme sorun diyeceğim ama sormazsanız daha iyi olur tabi ki!
Enis Savran: Tamam Nejat’çım! Teşekkür ederiz, çıkabilirsin..
Nejat: Esas ben teşekkür ederim, kazanamasam da en azından rahatladım be! Oh!!
(Nejat çıkar...)
Yıldız Ünver: Çocuk çok alışmış yalan söylemeye, her şeyi tamam ama benim ahlak kriterlerime uymuyor.
Tevfik Bilgiçer: Ben bu çocuğun doğruyu bulursa, çok başarılı olacağına inanıyorum. Ama, şu anda inanamıyorum.
Enis Savran: İyi oyuncu, iyi insan ilkesi benim için önemli, onun için maalesef....
Yıldız Savran. O zaman ilk kez oy birliği ile kabul edilmedi...
(Işık kararır...Müzik yükselir. Bir sessizlik,ardından bir telefon çalar, ışık açılır, Nejat sahnededir.)
Nejat: A, Can abi! Sen misin?Hayırdır ne oldu?
( Işık söner...Karagöz girer sahneye...)
KARAGÖZ: Ne eğitimle olur bu iş ne de eğitimsiz...Bazen dökeceksin içindekini bazen de oturacaksın sessiz sessiz. Sabretmeyi bileceksin ama, sıran gelsin diye de oturup beklemeyeceksin. Arkanı sağlam tutacaksın, gördüğün herkese inceden sırıtacaksın.Sevmesen de seveceksin, görmesen de göreceksin...Sonra, çıkacaksın sahneye,televizyona..Paraya para demeyeceksin...Bu meslek zor zanaat ya çıkartır adamı zirveye, ya da süründürür olduğu yerde...Eh, bu nasihatle de sona ersin burada birinci perde...On beş dakika ihtiyaç molası...Molanın ardından başlayacak oyunumuzun ikinci fasılası...
II. PERDE
( Demet Özdilli ve Rutkay Uygur sahneye çıkarlar...Demet Özdilli Afrodit, Rutkay Uygur ise Botoxus rolündedir...Afrodit aynanın karşısında makyaj yapmaktadır.Aynanın sesi mikrofondan gelir.)
Afrodit: (İç çekerek.) Ayna ayna, söyle bana benden güzeli var mı bu dünyada?
Ayna: Valla var dersem yalan olur, yok dersem de doğru olmaz...
Afrodit: Lafı dolandırma ayna!Yoksa yok de, varsa da; sus, söyleme!
Ayna: Vallahi ne yalan söyleyim var!Hem de bir sürü...
Afrodit: (Sinirle) Ne, bir sürü mü? Kim bunlar?Çabuk söyle?
Ayna: Valla kraliçem, saymakla bitmez...Ama isterseniz size çirkin olanlardan bir iki tanesini sayabilirim.Mesela Aysel Gürel, Yıldız Tilbe...
Afrodit: Kes!
Ayna: Bağırmayın efendim, zaten hepi topu bu kadar !Sinirlenmenize gerek yok...Siz de belki takdir edersiniz ki, vücudunuzdaki bu sarkmalar,yüzünüzdeki bu kırışıklıklar yüzünden değil 1. Süper güzellik liginde oynamak , vallahi 3. amatör kümede bile zor oynarsınız...
Afrodit: Peki ya Banu Alkan...
Ayna: Ha, o mu, benden duymuş olmayın ama estetik yaptırmış diyorlar!Taş gibi olmuş desem yeridir.
Afrodit: Ya, demek öyle...Botoxus!Botoxus!
Botoxus: Buyrunuz efendim...
Afrodit: Bak ayna ne diyor?
Botoxus: Ne diyor efendim?
Afrodit: Banu Alkan diyor...Adımı kullandığı yetmiyormuş gibi estetikle benden güzel olmuş diyor...
Botoxus: Aman efendim düşündüğünüz şeye bakın, hallederiz...
Afrodit: Ama artık çok yaşlandım Botoxus, hadi göğüslerime silikon taktırdık diyelim peki ya yüzümdeki bu kırışıklıkları ne yapacağız...Gerilmekten Ajda Pekkan’dan beter oldum...
Botoxus: Siz hiç merak etmeyiniz efendim, sizi dünyanın en güzel kadını yapacağım. Öyle ki sizi gören insanoğlu, bir anda sizi güzellik kraliçesi ilan edecek, adınıza filimler çekecek, yarışmalar düzenlenecek. Zeus sizi inandırsın, bir içim su olacaksınız...
Afrodit: Peki bu bana ne kadara patlayacak Botoxus?
Botoxus: Aman efendim, orası kolay.Bir şeyler yaparız elbet, maksat ayağınız alışsın...Siz şimdi nerenizi nasıl istiyorsunuz onu söyleyin?
Afrodit: Pekala başlıyorum, not al! Bacaklarım Demet Şener, kalçalarım Jeniffer Lopez, belim Claudia Shiffer, göğüslerim Pamela Anderson, dudaklarım Fatih Ürek, gözlerim Bülent Ersoy gibi olsun.Sonra mutlaka Zeki Müren kirpiği isterim..Hah, bir de saçlarıma da Volkan Konak gibi balyaj yapılsın isterim..Tamam mı Botoxus, iyice not aldın değil mi?
Botoxus: Siz hiç merak etmeyin efendim, vallahi cillop gibi olacaksınız. Otobüslerde tüm fordçular sizin arkanıza gelecek...
Afrodit: Ayyyhh...
Botoxus: Sonra Taksim’de yürürken sadece size laf atacaklar...
Afrodit: Ay, deme...
Botoxus: Yüzünüzü gören cennetlik olacak...Tü tü tü, maşallah!
Afrodit: Hadi hemen başlayalım o zaman...
Botoxus: O zaman sizi hemen ameliyat haneye alalım Afrodit hanım!Buyurun...
(Işıklar kararır, televizyonlarda defilelerden görüntüler yayımlanır ve müzik yükselir.Işık açıldığında Afrodit sargılar içindedir.Botoxus sargıları açar.)
Afrodit: Ay, çok merak ediyorum Botoxus, acaba kendimi tanıyabilecek miyim?
Botoxus: Sizi temin ederim, siz bile kendinize aşık olacaksınız...
Afrodit: Çabuk ol Botoxus, çabuk!
Botoxus: (Yüzünü görünce) O ne be?
Afrodit: Ne oldu Botoxus, yolunda gitmeyen bir şeyler mi var?
Botoxus: Yok efendim, olur mu hiç tam istediğiniz gibi...
Afrodit: Çöz o zaman, çabuk çöz beni...Tüm dünya görsün büyüleyici güzelliğimi...
Botoxus: (Çözer) Valla çok güzel olmuş gibi sanki..
Afrodit: Çabuk aynayı getir Botoxus, güzelliğimi görmek için sabırsızlanıyorum
Botoxus: Getirdim kraliçem, buyurun...
(Afrodit aynaya bakmaya çalışır, Botoxus ise iltifatlar ederek sürekli aynayı kaçırmaktadır.)
Afrodit: Ay, sıkıldım ama botoxus.Olduğun yerde dur ve aynayı da sabit tut.
Botoxus: Emredersiniz efendim...
Afrodit: (Kendini görünce çığlık atar...)Bu ne Botoxus!Bu ne!
Botoxus: Bu...Bu şey...Valla ben de bilmiyorum! Ama sizin istediğinizin aynısını yaptığıma emin olabilirsiniz. Bakın işte hepsi burada yazıyor... Bacaklar Volkan Konak, kalçalar Zeki Müren, bel Bülent Ersoy, göğüsler Fatih Ürek, dudaklar Demet Şener, gözler Jeniffer Lopez .Sonra, hah mutlaka Pamela Anderson kirpiği isterim demişsiniz..Bir de son olarak da saçlarınıza da Claudia Shiffer gibi balyaj yapılsın istemişsiniz..Hepsini yaptık, ama sadece Claudia Shiffer’in saçlarında balyaj olmadığından sizi doğrudan sarışın yaptık...Daha ne?
Afrodit: Ama, ama bu, bu hiçbir şeye benzemiyor...
Botoxus: Olur mu hiç kraliçem, bence çok farklı bir imajınız oldu...Düşünsenize dünyanın en güzel insanlarının hiç bilinmedik yönleri sizde toplanmış durumda...
Afrodit: Oldu, gözlerim doldu...
Botoxus: Tamam, canım, istemiyorsanız sizi eski halinize döndürmem beş dakikadan fazla sümez.
Afrodit: Bir zahmet Botoxus! Bir de şu kırışıklıkları da Hallediver...
Botoxus: Onu yeni icadımla düzelteceğim sevgili kraliçem.
Afrodit: Nedir o?
Botoxus: Vallahi daha adını koymadım ama müthiş bir icat...Ham maddesi zehir...Yılan zehri..
Afrodit: Peki canım, ben de salağım süreceğim o zehri yüzüme
Botoxus: Zaten yüze sürülmüyor, iğne ile enjekte ediliyor...Hoş birkaç gün o harikulade kahkahanızdan mahrum kalacağız ama, en nihayetinde kırışıklıklardan da eser kalmayacak.
Afrodit: Napalım, başa gelen çekilir...Kolay mı canım bu devirde Afrodit olmak? Şayet dediğin işe yaramazsa Zeus belamı versin ki senin peşini bırakmam, ama ola ki dediğin doğru çıkar da beni bu kırışıklıklardan kurtarırsan senin adını ölümsüzleştirip bu yeni icadını BOTOX adıyla piyasaya sürerim...
Botoxus: Sizin ağzınızı yerim ben, bu zamana kadar nerelerdeydiniz siz?Kimse inkar etmeyecek, güzel gördüm demeyecek, sizi görmeden...
Afrodit: Botoxus, bu son söylediğin sözleri bir yere yaz, güzel şarkı sözü olur...O işte de iyi para var.
Botoxus: Aman efendim paranın ne önemi var, mühim olan güzellik...Hem hangi para, sizi güzelleştirdiğim için bana vereceğiniz mükafatın yerini tutabilir ki...
Afrodit: Hadi öyleyse Botoxus, bir an önce bitirelim şu işi..Malum akşam Laylada Fedon’nun doğum günü partisi var...
Can D. – Ya... Bu sahne çok içime sinmedi ama...
Genco A – Yok be abi, gayet güzel...
Can D – Kostümler ne alemde?
Müjdat D – Napolyon ile Liraus kostümleri tama zaten...Murat’ın kostümü de hazır sayılır, sadece sarığına bir pervane takılacak..
Nejat Ş – Ama sorun o pervanede...
Can D – Ne sorunu oğlum, gideceksin bir parvane bulacaksın sonra dikeceksin sarığa olacak bitecek..
Nejat Ş – Zaten sorun da orda senin istediğin gibi kocaman bir pervaneyi bulamıyoruz, bulduğumuzu da sarığa dikemiyoruz...İlla o kadar büyük olması şart mı?
Can D- Şart tabi!Koskoca adam küçücük pervane ile havalanacak değil ya!Olmadı kesin, biçin kartondan yapın pervaneyi de...Tekelciyan’ın kostümü ne alemde?
Müjdat D – Bira kapaklarını toplamakta biraz zorlandık ama hallettik.
Can D – Ulan siz de bira kapağı toplamakta zorlanıyorsanız...
Nejat Ş – Öyle deme abi, Tekelciyan kostümünü yapacağız diye zengin ettik Tekel’i...Nerden baksan gecede en az üç bira...
Can D- “Cehenneme Hoş Geldiniz Yazısı” ne oldu?
Müjdat D – Ferhan halledecekti onu. Birazdan gelir, almaya gitti. Hah, iti an çomağı hazırla..
(Salon kapısı açılır Ferhan sırıtarak elinde branda ile gelir.)
Can D – Cehenneme hoş geldin oğlum!Branda tamam mı?
Ferhan E – Tamamdır abi...
Can D – Aç bir görelim malı!
( Ferhan brandayı açar, brandanın altında ULTRASLAN yazmaktadır...)
Can D – Ne o lan maça mı gideceğiz?
Rutkay U – Kesin yanlış brandayı almıştır...
Demet Ö – Tipexle sileriz canım, o kadar da önemli değil bence...
Rutkay U – Oldu, gözlerim doldu...
Müjdat D – Ne yapacağız abi bunu?
Ferhan E – Ne istersen onu yap! İstersen oyunda kullan istersen de kıvır kıvır...
Müjdat D – Ağzını topla, yoksa...
Can D- Kes...Boşuna germeyin ortamı zaten gergin yeterince..Napalım elimizdeki mal bu!
Ferhan E – Daha iyisini bulacak varsa söylesin.
Rutkay U – Aslında fena değil, oyun biraz daha absürd olur böylece...
Can D – Olmasa daha iyi olurdu ama...Neyse,Müjdat şu zebani sesini halledebileceğiz değil mi?
Müjdat D – Onu da bedavaya getireceğiz abi merak etme! Abimin evde mini stüdyosu var,halledeceğiz birlikte.
Can D- Oğlum, o da brandaya benzemesin sonra...
Ferhan E –Aaa! Ver abi şu brandayı, iyilik yapanda kabahat...
Can D – Celallenme aslanım, sana bir şey diyen yok..ellerine sağlık, bizi masraftan kurtardın...Ama bu zebani sesi iyi olacaksa olsun, olmayacaksa başka bir yol bulalım..
Müjdat D – Sen merak etme abi!
Can D – Şimdi hangi sahneyi alıyoruz?
Demet Ö – Bizim sahnemiz var ya, niye sahne alacakmışız ki...Ay, bu seferki şaka , biliyorum yoksa öyle ha demeyle sahne alınmaz. Hem bu sahne de zaten bizim değil ki, kiraladık...
Can D – Neyse sultanım, biz erkeklerin kafası bunlara basmaz, izah etmek için kendinizi boşuna yormayınız(Öper.) Diğer sahnenin oyuncuları sahneye!
( Müjdat Dinçel ile Genco Aziz sahneye çıkar. Genco Aziz Hitler, Rutkay Uygur ise Hans Toplen rolündedir.Hans Toplen gaydir.Hitler dünya haritası önünde durmaktadır.Işık kararır Karagöz sahneye girer.)