...The Worldwide Media...

tiyatrokardelen

2

Ferhan Erkal: İki kardeşiz, abim var benden iki yaş büyük...

Halil İbrahim: O ne iş yapıyor?

Ferhan Erkal: Bankacı...

Halil İbrahim: Pekala Fer...Hah, Ferhan!Ne oynayacaksın bizler, ha?

Ferhan Erkal: Nikolai Gogol 'ün "Bir delinin hatıra defteri" oyununun final tiradını oynayacağım...

Halil İbrahim: De öyleyse başla!

Ferhan Erkal: (Oynar...)Artık dayanacak halim kalmadı...Tanrım neler yapıyor bu adamlar bana?.................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

(Oyun biter, set Amiri sol elini kaldırır, alkış kopar...)

 

 

Hadican: Evet, Ferhan...Son derece başarılı bir performans sergiledin..Bakalım jürü üyelerimiz neler diyecekler?

Ayşe Hatun:Bence Ferhan'ın çok pozitif bir enerjisi var ve bu enerjisini fiziğine de yansıtmış...Ses tonu zaten hayran olunacak bir kıvamda ve dört dörtlük bir erkek olduğunu düşünüyorum...(Herkes ona bakar...)Şey, oyuncu olarak yani...

Gamse: Evet Halil İbrahim Bey, siz ne diyeceksiniz?

Halil İbrahim: Valla ben bişey demiycem.Hıh, bak ağzımı da fermuarladım..Niye diyeceksin, çünkü ben güzel söz söylemeye geldim, çirkin lafları sevmiyem!

Özcan Geniz: Nasıl yani beğenmedin mi?

Halil İbrahim: Begenmedim tabi kurban, nesini begenem!Delinin biri çıkiy karşıma gözlerini dikip debeleniyor..Bu mu oyunculuk?Neydi yazarı?

Gamse: (Kağıda bakar)Nikolai Gogol...

Halil İbrahim: Ha, işte o!Vallahi görse intihar ederdi rahmetli..Ölmüştü degil mi o?

Özcan Geniz: Öldü, öldü...Bir kaç sene oldu!

Halil İbrahim: Olmadı Ferhan...

Özcan Geniz: Ben yine sana katılamayacağım Halil İbrahim Abi!Çünkü Ferhan çok duygusal bir çocuk, heyecanı buradan gözleniyor...Ve inanıyorum ki gözlerinde parlayan o ışık tüm salonu, beni aydınlattığı gibi aydınlatmıştır...En önemlisi yürekten ve kalpten oynadı, o enerjisini bize geçirdi..

Halil İbrahim: Valla sana geçirmiş olabilir ama, bana geçiremedi, geçiremez de!

Ayşe Hatun: Yine de hoştu...Star'ın bol olsun Ferhan:(Öpücük yollar...Set Amiri sol elini kaldırır, Ferhan içeri gider...) 

Hadican: Şimdi  ikinci finalistimizi sahneye almadan önce size bir kez daha Ferhan Erkal’ı seçmek istiyorsanız hangi numaraya mesaj atmanız gerektiğini hatırlatmak istiyoruz...

Gamse: Evet, şayet favori starınız Ferhan ise telefonunuzun mesaj bölümüne girip, “I love you Ferhan” yazıyorsunuz ve 333 33 33’e mesajınızı yolluyorsunuz...

Hadican: Şimdi sıra diğer finalistimizde...Gamse?

Gamse: İkinci finalistimiz, bol alkışlarınızla...Hamdi Lodosoğlu....

 

(Set amiri sol elini kaldırır, içeri Hamdi Lodosoğlu girer...)

Hadican: Hamdi, gerçekten de çok heyecanlı bir haldesin?

Hamdi: (Ağlar..)Evet, gerçekten çok heyecanlıyım...Ve sevgili Halil İbrahim abime bir şey söylemek istiyorum...

Halil İbrahim: De hele...Ağlama da söyle hele, ha?

Hamdi: Halil İbrahim abi, siz gerçekten de benim idolümsünüz...Kazansam da kaybetsem de sizi çok seviyorum.Bir kez öpebilir miyim?

Halil İbrahim: Gel hele gel, kurban olurum senin gözyaşına!(Öper...)

Özcan Geniz: Sadece bunun için ağlamıyormuşsun, sanki gizlediğin bir şeyler varmış gibi geliyor bana Hamdi!Yanılıyor muyum?

Hamdi: Ya, Özcan abi...Ben her şeyimi bu halka feda edebilirim ama geçmişimdeki hadiseleri anlatarak kendimi egzaje etmek istemem...Yani benim babamın çocukken öldürülmesi, annemin Almanya’ya kaçması..Benim kardeşlerime bakmak için okuyamamam, bir dönem uyuşturucu satmaktan hapse girmem neyi değiştirir ki şu an?Ben geçmişimde yaptığım hataları unuttum, şimdi yepyeni bir sayfa açtım sayenizde...

Ayşen Hatun: Hamdi, sen uyuşturucu mu sattın?Yani ne tür?Extacy mi eroin mi, nedir?

Hamdi: Hepsinden! Evet hepsinden, ama bir sorun neden?

Halil İbrahim: Sordum hele, anlat neden?

Hamdi: Kardeşimi sünnet ettirmek için...Kardeşim ayıptır söylemesi 18 yaşına gelmişti ve imkanımız olmadığından sünnet ettirememiştik..Sonra, bir hatadır yapım işte.Ama sadece kardeşim için, dini vecibelerimizi yerine getirebilmek için..Allah için!

Halil İbrahim: De ağlama hele..Bak sen pişman olmuşsan, hatanı kavramışsan...Degil mi Özcan?

Özcan Geniz: Zaten ruh halinden her şey anlaşılıyor...Onun üzerine giderek hiçbir şey kazanamayız..Ama hala bizim onu topluma kazandırma şansımız olduğunu düşünüyorum...Ona destek olalım,hep birlikte!

Ayşen Hatun: Ben görüyorum zaten, yüreği çok temiz...Tam bir Anadolu erkeği..Sert, yiğit,mert...Ah...Ah...Yani yazık...

Halil İbrahim: Yahu Hamdi akşam akşam bizi de ağlattın..De şimdi ne oynayacaksan bize?

Hamdi: Size Haldun Dormen’in “Keşanlı Ali Destanı” oyununda İzmarit Nuri tiradını oynayacağım.

Gamse: Sevgili izleyicilerimiz star adayınız Hamdi Lodosoğlu ise, telefonunuzun mesaj bölümüne giriyorsunuz ve “I love you Hamdi” yazarak 333 33 33 numaralı telefona gönderiyorsunuz...

Özcan Geniz: Evet Hamdi’ciğim, seni izliyoruz canım...Starın bol olsun!

Hamdi: Kaç Zilha, kaç!Uçak,araba,çöp kamyonu...Her ne vasıta olursa olsun, kaç!................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

( Son derece kötü oynar,oyun arasında bazı yerlerde, set amiri sağ elini kaldırır seyirciler güler...Oyun sonunda sol elini kaldırır ve alkış kopar...)

 

Hadican: Evet!Hamdi, seni bir kez daha tebrik etmemiz gerektiğini düşünüyorum...Çünkü sen tırnaklarınla buralara kadar gelmiş bir emsalsin....(Set Amiri sol kolunu kaldırır, alkış kopar.)

Gamse: Hadican, şimdi sıra en heyecanlı kısmımızda!Jürimiz yetmiş milyondan gelen mesajların sonuçlarını açıklayacaklar...Bu müthiş önemli karar anı için, diğer finalistimiz de sahneye çağıralım istersen?

Hadican: İsterim tabiki de...Evet, korkunç alkışlarınızla Ferhan geliyor...

Gamse: Halil İbrahim abi, sonuçlar senin elinde...

Halil İbrahim: Evet!Sonuçlar benim elimde, ama şunu söyleyebilirim ki iki yarışmacı arasında çok küçük bir nüans farkı var...

Ayşen Hatun:  Sonuçta kazanan Türkiye olacak,değil mi Özcan?

Özcan Geniz: Aslında neyin kazanç, neyin kayıp olduğunu bilemeyiz...Bugün kazandık diye sevindiğimiz şey, yarın bize hiç kaybetmek istemeyeceğimiz şeyleri kaybettirebilir de...

Hadican: Sana katılmamak elde değil Özcan Geniz...

Gamse: Evet, sonuçlar Halil İbrahim Bahtlıses’te...Ve bizler büyük heyecanlar içindeyiz...İnanın yarışmacılarımızın kalpleri gerçekten de çok fazla hızlı çarpıyor...

Hadican: Halil İbrahim Bahtlıses, söz sizde...

Halil İbarhim: Yani...Bu sonuç,azmin bir zaferidir, diye düşünüyorum.Yani bu bir başarının,bir sıçramanın öyküsü ve adeta bir filmdir.Evet...Türkiye sahnesinin yeni starı Hamdi Lodosoğlu....

 

(Set Amiri sahnenin önüne çıkar, alkışlatır...Flaşörler yana, müzik yükselir..Işık açıldığında telefon sesi duyulur.Ferhan Erkal, telefonu açar...)

 

Ferhan Erkal: A, Can abi! Sen misin?Hayırdır ne oldu?

 

( Işık söner...Karagöz girer sahneye...)

 

 

KARAGÖZ: İşte burası hayal meydanıdır...Akla karanın ortaya çıktığı er meydanıdır.Benzemez tiyatro starlığa, sahne tozunu yutan iflah olmaz bir daha...İşte izlediniz, gördünüz Ferhan’ın hikayesini...Şimdi gidip bir bakalım, nasıl gidiyor Can Doğar’ın yeni oyun projesi...

 

(Nejat Şensoy ve Genco Aziz sahnededir... Nejat Şensoy IV.Murat , Genco Aziz ise Sarkis Tekelciyan rolündedir...)

 

IV Murat: Çok mutsuzum Tekelciyan çok!

Tekelciyan: Aman haşmetlüm, sizi mutsuz eden nedir?Söyleyin bir hal çaresine bakalım.

IV:Murat: Burada oturup da emirler yağdırmaktan bıktım artık Tekelciyan.Sıkıldım daraldım bu saraydan..Uçmak istiyorum anlıyor musun, uçmak!

Tekelciyan: Aman efendim, nasıl olur ki!Siz insansınız ve insanlar uçamaz....Üstelik bunun dinimizce de pek kabul göreceğini sanmam..Hoş Hazarfen Ahmet adında biri uçmayı deniyormuş sürekli, ama sanmam ki başarsın bu dileğini...

IV:Murat: Bırakın denesin. Şayet başarırsa Murat da uçmayı dener , başaramazsa da kellesini vurdurmaya bile gerek kalmaz, düşünce nasıl olsa ölür gider.Sen şimdi bırak Hazerfeni Tekelciyan!Sen bu sarayın mucidisin..Ne yap et, beni bu sıkıntıdan kurtar.Uçur buralardan...

Tekelciyan: Efendim, dost ülke Amerika’nın Kralı sevgili George Buşt’ta söylesek de bize hediye etmek istedikleri Boing 727’yi kabul ettiğimizi bildirsek. ...

IV:Murat: Olmaz öyle şey Tekelciyan!Ben koskoca cihan padişahıyım, o numaraları yemem.Önce bize uçağı hediye edecekler, sonra yedek parça gerektiğinde haşırt diye geçirecekler...Yok, kat-i suratle olmaz!Kendimiz üretmediğimiz sürece yabancı sermaye giremez bu ülkeye!

Tekelciyan: O zaman size yeni iksirimi denemenizi öneririm sevgili sultanım.

IV:Murat: Nedir o Tekelciyan, söyle heman!

Tekelciyan: Efendim, sizi temin ederim bu iksirden iki duble içince uçacaksınız...Havalara uçacaksınız...Ayağınızı yerden kescek sizin, havalara uçacaksınız...

IV:Murat: Şu son söylediğin sözleri bir kenara not et , güzel şarkı sözü olur Tekelciyan!sonra iyi para kazanırsın bu işten!

Tekelciyan: Aman efendim, paranın ne önemi var, mühim olan insanlık....Hangi para sizin bana vereceğiniz, insanlığınızın sembolü olan Cumhuriyet altınlarından daha kıymetli olabilir ki...

IV:Murat: Neyse, gevezelik etme de şu iksiri getir hele...

Tekelciyan:Yalnız sizi baştan uyarmak isterim efendim, bu iksir çok sert bir iksirdir...İçerken yanında ekseriya kavun ve beyaz peynir yemeyi gerektirir...

IV:Murat: Öyleyse aşçı başına söyle, hazır etsinler kavun ile beyaz peyniri soframa tez vakitte..

(Tekelciyan çıkar, ışık söner..Tanju Okan “Koy koy koy” şarkısı çalar...Elinde tepsi ile içeri girer...)

Tekelciyan: Efendimiz, işte çilingir sofranız hazır...

IV:Murat: Ne sofrası, ne sofrası?

Tekelciyan: Çilingir sofrası efendim...Övünmek gibi olmasın, bu iksirim çilingir gibidir.Her ağızı çar. Söylenmemesi gereken ne kadar sır varsa, hepsi açığa çıkar.

IV:Murat: Getir o zaman şu iksirin bir tadına bakalım!

Tekelciyan: Buyurunuz efendim!Yalnız size tavsiyem sek içmemeniz.Evvelden söylediğim üzere iksir epeyce serttir, sonra çarpmasın.

IV:Murat: Sen koy,koy...Doldur be Tekelciyan doldur...Bu iksir uçmam için tek yoldur.

(Tekelciyan iksiri koyar..”İçmişim başım dönüyor” çalar. IV.Murat sırasıyla keyiflenir, efkarlanır,dağıtır...)

Tekelciyan: Nasıl efendim, başladınız mı uçmaya?

IV:Murat: (Sarhoştur)Sanki ayaklarım yavaştan yerden kesilir gibi oldu ama...

Tekelciyan: O zaman bir duble daha içiniz efendim.Buz da ister misiniz?

IV:Murat: Yok, sağolasın Tekelciyan.Valla sen de olmasan bu sarayda bir dakika yaşanmaz ha!Yahu tekelciyan, tellal başına söyle yarından tezi yok, tüm halkıma duyurulsun ki “Bundan böyle her akşam halkım bu iksirden içecek, içmeyenin kellesi eline verilecek”

Tekelciyan: Emriniz başım üstüne efendim!Yalnız biz bu iksiri nasıl halka ulaştıracağız?

IV:Murat: Ülkenin dört bir yanına iksir bayileri açılsın...Bu bayilere de senin adın verilsin Tekelciyan.Düşünsene ülkenin dört bir yanında “Tekelciyan bayileri” açılacak.Tümülke seni tanıyacak.Ünlü olacaksın Tekelciyan, ünlü!

Tekelciyan : Sağ olasınız efendim, sayenizde.

Tekelciyan: (Telefonu çalar.) Alo?ha, dinliyorum?Kim?Uçtu mu?Nereye?Valla bravo!Tamam, ben iletirim kendisine!

IV:Murat: Kimmiş Tekelciyan?Ne diyor?

Tekelciyan: Şey, efendim!Hazarfen vardı ya, hani şu uçmaya çalışan?

IV:Murat: Ne olmuş ona?

Tekelciyan: Uçmuş!

IV:Murat: Kim?Nasıl olur?Benden habersiz! Nereye uçmuş?

Tekelciyan: Galata köprüsünden, Üsküdar’a!

IV:Murat: Heaayt! Git cellat başına söyle, tiz vursunlar kellesini. Anlasın sultanından önce uçmak neymiş!

Tekelciyan: Emriniz başım üstüne!

IV:Murat: Çok sinirlendim, şu iksirden bir duble daha doldur hele!

 

(Müzik yükselir.Işık kararır, sabah olur.IV. Murat sinirle dolaşmaktadır.)

 

IV:Murat: Neredesin Tekelciyan? Sabahtan beri seni arıyorum, cebin de kapalı?

Tekelciyan: Şey efendim, Yedikule zindanlarını teftişe gitmiştim.Malum aliniz orada  çekmiyor.

IV:Murat: Neyse, söyle bakalım, hangi densiz vurdurdu Hazarfen Ahmet Çelebi’nin kellesini!

Tekelciyan: Vallahi, nasıl desem ki?

IV:Murat: Uzatma da söyle hadi!

Tekelciyan: Siz emrettiniz, cellatbaşı da vurdu kellesini.

IV:Murat: Ben mi emrettim!

Tekelciyan: Siz ya...Dün gece benim o iksirimden içerken haber geldi Hazarfen’in uçtuğuna dair.Siz de”Kim benden evvel uçmaya cesaret edebilir?” diye sinirlendiniz...Sonra da kellesini eline verdirdiniz.

IV:Murat: Ah aptal kafam, ah!Ah salak Murat ah!

Tekelciyan: Aman efendim sizin suçunuz değil ki!Boş yere üzmeyin kendinizi!Siz dün gece kendinizde değildiniz ki!

IV:Murat: Nedenmiş o?

Tekelciyan: Efendim, dün akşam iksiri fazla kaçırınca kendinizden geçtiniz...Sonra da ansızın sinirlenip, böyle bir emir verdiniz.

IV:Murat: Anlaşıldı tekelciyan...Bundan böyle bu iksirden içmek yok.Sen de hemen o iksiri yok et.

Tekelciyan: Aman efendim nasıl olur. Dün emrettiniz, herkes bu iksirden içecek, içmeyenin kellesi eline verilecek diye.Buna istinaden biz de bu sabahtan tezi yok, ülkenin dört bir yanına Tekelciyan bayileri açtık.

IV:Murat: Ben onu bunu bilmem Tekelciyan...Bundan böyle bu ülkede iksir yasak...

Tekelciyan: Ama efendim o zaman bir daha  uçamazsınız ki...

 

IV:Murat: Dün uçmasaydım, bugün belki de Galata’dan Üsküdar’a uçacaktım...Uçmak önemli değil tekelciyan, önemli olan konmak!

Tekelciyan: Haklısınız efendim, öyleyse size iksirin yerine başka bir şey tavsiye edeceğim...

IV Murat: Nedir o?

Tekelciyan: Son derece zararsız bir şey efendim..Tamamen doğal, bitkilerden elde edilmiş bir şey...

IV Murat: Adamı delirtme de söyle Tekelciyan?

Tekelciyan: Ot efendim..Ot...Bir nefes almaz mıydınız?

 

Can.D – Genco Ermeni ağzı çalışıyorsun değil mi? Birkaç yerde kaçırdın!Rum ağzına kaydı, aman dikkat et!

Genco- Çalışıyorum abi, merak etme oyuna kadar hiçbir pürüz kalmaz.

Nejat.Ş – Can abi, bizim kostümümüz ne olacak?

Can.D – Tekelciyanın gömleği, pantolonu, neyi varsa hepsi altın sarısı olacak.Kıyafetinin üzerine bira kapakları dikeceğiz...Ne kadar çok olursa o kadar iyi!

Genco – Ya ben?

Can.D – Senin kostümün tipik bir padişah kostümü olacak, ama sadece sarığının tepesine kocaman bir pervane koyacağız...

Genco – Arkadaki estrata taht kayacak mıyız?Padişah için?

Can D. – Koyacağız, ama öyle normal bir taht değil!

Nejat Ş.- Nasıl bir şey?

Can D. – Garip bir şey olacak..Daha tam düşünmedim ama, yanlarından falan arada bir alevler çıkan, alüminyum kaplama metalik gri bir taht olabilir.Nasıl olsa bütçe gelecek sponsordan....

Rutkay.U – Sponsor bir yamuk yapmaz değil mi?

Can D. – Yapmaz desem yalan olur, yapar dersem de doğru olmaz! Sabredeceğiz ve göreceğiz.

(Müjdat Dinçel içeriye girer...)

Müjdat D. – Abi, sponsor firmadan Ramazan Bey aradı az evvel...Bütçeyi biraz kısmaları gerekiyormuş...

Can D – Ulan, zaten kaç lira veriyorlar ki kısmak istiyorlarmış?Koskoca firma, sekiz milyar para mı be onlar için!

Müjdat D – Bana ne bağırıyorsun ki Can abi, parayı vermeyen ben değilim ki,onlar!

Can D – Kaç lira vereceklermiş peki?

Müjdat D – Yüzde elli indirim yaptılar işte,anlayacağın!

Ferhan E- O zaman biz de oyunun yüzde ellisini oynarız....

Müjdat D – Bence mahsuru yok, nasıl olsa ben birinci perdedeyim...Sen kendini düşün!

Ferhan E – Öyle değil ki oğlum, oyunu enlemesine değil, boylamasına  böleceğiz.Yani, hiçbir cümlenin  sonu gelmeyecek... Konuşmaya başlayacaksın, sonra.... Lafını tam söyleyecekken.... Seyirci resmen kafayı...

Müjdat D – Harbi ya, öyle bir oyun yapsan ne matrak olur ha?Oyunun adı da “Sen Tamamla”

Can D – Evet! Kesin gırgır şamatayı!Oyun yine iki perde, ama perdeleri kumaşı alıp biz dikeceğiz anlaşılan.Şu “Cehenneme Hoş Geldiniz “yazısı da ışıklı neonlarla olmayacak anlaşılan!

Rutkay U – Nasıl olacak peki?

Can D – Yine para çıkacak cepten ama tek çare  branda yaptırmak anlaşılan!

Ferhan E – Abi ona para vermemize gerek yok...Branda işini bana bırakın, ben bedavaya halledeceğim...Yalnız özellikle tercih ettiğiniz bir renk var mı sevgili rejisörüm?

Can D – Yazı kırmızı olsun da, gerisi Kasımpaşa’dan aşşa yokuş aşşaa...

Ferhan E – Tamamdır, yarın branda burada abi...

Nejat Ş – Nerden bulacaksın lan brandayı?

Ferhan E – Gelince görürsün....(Islıkla Galatasaray marşını çalar...)

Genco D – Dekorda bir değişiklik olacak mı peki?

Can D – Olacak tabi de ne olacak bilmiyorum...Bakacağız artık bir hal çaresine...Hadi şimdi sahneye..Mühim olan oyun, dekor kostüm ayarlanır elbet...Var mı başka kıl tüy sorusu olan? (sessizlik) O zaman diğer sahneyi alıyoruz...Demet nerede?

Demet Ö – (Salon kapısı açılır.İçeri girer..)Geldim...Geldim...Bir katalog çekimi vardı da karşıda..Ancak gelebildim...Kusuruma bakmayın...

Can D – Sende kusurlu hiçbir şey yok ki bakalım güzelim!Buyurun sahne sizin!(Elini öper...)

Rutkay, hadi sen de sahneye!

 

(Demet Özdilli  ve Rutkay Uygur sahneye çıkarlar...Demet Özdilli Afrodit, Rutkay Uygur ise Botoxus rolündedir...)

 

KARAGÖZ: Tiyatro özveri işidir, gönül işidir.Neye niyet neye kısmet işidir.Tiyatrocu bin düşündüğünden birini yapabilen kişidir.Ama alaylı olmak bu devirde artık daha baştan kaybetmek demektir.Konservatuara girmek de öyle her yiğidin harcı değildir.Kimi atar kapağı konservatuara, sonra başlar başlamaz alır soluğu televizyonlarda...Kimi ise Nejat misali aşındırır kapısını okulun, gerisini merak ediyorsanız yaklaşın sahneye biraz!Biraz daha sokulun...Sokulun...Sokulun...

 

(Işık kararır...Televizyonlarda “Konservatuara Giriş Sınavı – I” yazar...Işık açıldığında sahne boştur. Karagöz sahnenin solunda mübaşir gibi durmaktadır.Jüri ise öndeki koltukta oturmaktadır.)

 

 

Compant Information & Profile

Even more websites all about website templates on Just Web Templates.

Company News

If you're looking for beautiful and professionally made templates you can find them at Template Beauty.

Company Services

This is just a place holder so you can see how the site would look like.

Browse

  • Business & Money

    This is just a place holder so you can see how the site would look like.

  • Entertainment

    This is just a place holder so you can see how the site would look like.

  • Society & Culture

    This is just a place holder so you can see

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol